Prenses Sofia Minimus ile Tanışma

Küçük yaşta Prenses olan Sofia,   bir at çiftliğine gelir ve buradan binmek için bir at istediğinde ona   Minimus adında küçük ve sevimli bir at verilir. Prenses Sofia’nın   Minimus ile tanışması böylelikle başlamıştır…Prenses Sofia at çiftliğinde çalışmakta olan görevliden bir at ister.   Görevli sadece elinde tek bir at olduğunu, onu da kimsenin almak   istemediğini söyler. Sofia o atı istemekte ısrar edince görevli mecbur   prensesi atın yanına götürür.Atların yuvalarına geldiklerinde adam uzaktan bir atı gösterir   prensese. Gördüğü atı çok beğenen prenses binmek için sabırsızdır lakin   ona verilecek at o değildir. Adam: ” At o değil, arkasında duran küçük   beyaz at. Adı da Minimus.” dedi. Prenses Sofia Minimus’u görünce diğer   beğendiği atı bir anda hafızasından silmiş gibiydi. Hemen atının yanına   gitti ona merhaba dedi: “Adım Sofia Minimus memnun oldum.”Minimus sana derdimi anlatabilsem keşke… Beni alma diyebilsem.. Derken   kendi kendine Sofia onu duyuyordu ve anlıyordu. At keşke at dilini   bilsen Sofia derken Sofia: ” Ben at dilini biliyorum seni duyabiliyorum   anlayabiliyorum Minimus!” dedi. At çok şaşkındı beni nasıl   duyabiliyorsun diye sordu. Prenses boynundaki kolyeyi gösterip bu   tılsımlı kolye sayesinde seni anlayabiliyorum dedi.Öyleyse dedi Minimus beni iyi dinle: “Benim ayaklarım çok kısa hızlı   koşamam. Kanatlarım desen onlar da çok küçükler çok hızlı çok yüksekten   uçamam. En iyisi mi sen beni almaktan vazgeç.” Sofia kararını vermişti   bir kere. Atın kendisini almasını istemesine rağmen prensesimiz   bildiğini okuyacaktı. Sofia’ya göre Minimus olduğu gibi mükemmel bir   attı ve onu seçti. Prenses Sofia deneme yarışı için Minimus’u seçmişti.Diğer rakiplerinin ardından yarışın yapılacağı pistin önüne giden   Sofia, Minimus’a cesaret vermişti. Herkes seçtiği atına atlayıp uçmaya   başlamıştı. Prenses de Minimus’un üstüne binmeye çalışıyordu. Bir iki   deneme yaptı ama maalesef bir türlü atın üstüne binemiyordu. Minimus da   Sofia’ya tam anlamıyla yardımcı olmayınca en sonunda prenses kendisini   yerde buluverdi. Rakiplerinden bir çocuk centilmence Sofia’ya yaklaşıp   onun yerden kalkmasına yardımcı oldu. Bu kardeşi James idi. James   ellerini birleştirip prensesin ayağını basıp atın üstüne çıkmasını   sağladı.Artık Sofia ile Minimus prova koşusuna hazırdı. James prensesi daha   sakin bir bölgeye götürdü. Atın iplerinden tutup hangi yöne gitmek   istiyorsan o yöne ipini çekmelisin diyerek yapması gerekenleri izah   ediyordu. Prenses Sofia Minimus haydi bakalım gidiyoruz dedi ve Minimus   derhal kanatlarını açtı. Gökyüzüne doğru yükselen Minimus, önüne bir kuş   çıkınca ne yapacağını bilemedi. Önceden Sofia’yı ürkek olduğu konusunda   uyarmıştı. At kuştan korkunca prenses havada iken atın üstünden   düşüverdi. Prenses önlem olarak yere serilen pufların üstüne düştüğü   için şanslıydı.Bir kez daha denedi prenses… Bir kez daha… Bir kez daha… Her   seferinde de aynı şeyi yaşıyordu. Minimus Prenses Sofia’yı bir türlü   üzerinde tutamıyordu hep yere düşürüyordu. James Prenses Sofia’nın   yanına geldi ve isterse vazgeçebileceğini söyledi. Prenses vazgeçmeyi   hiç düşünmüyordu o nerede hata yaptığını bulmaya çalışıyordu. Çünkü   Minimus’tan çok emindi bunu yapabilirdi. Abi kardeş konuşurlarken   rakipleri olan biri geldi yanlarına. Atı da epey heybetli görünüyordu.Kendinden oldukça emindi kazanacağından hiç şüphesi yoktu. James ile   dalga geçti tabii kardeşi ile de. James kardeşi Sofia ile asla dalga   geçirtmezdi ve yine aynı şekilde kardeşi Sofia’yı savundu. Prensesi   kendi atına bindiren James, arkasında da kensini oturdu ve birlikte atı   kullanmaya başladılar. James Sofia’ya gerekli her şeyi at üstünde havada   uygulamalı gösterdi. Sofia artık Minimus’un üstünde idi ve ona nasıl   yön vereceğini çok iyi biliyordu.Minimus da Sofia’nın her dediğini harfiyen uyguluyordu. James ile Sofia   önden aralarında kısa bir yarışa girdiler. Şimdi bitiş çizgisinden önce   geçilmesi gereken iki zorlu yerden daha geçmeleri gerekiyordu.   Oralardan geçmek için yarışa başladılar. Öncelikle geçitten geçip sonra   da çan kulesinden geçmeleri gerekiyordu.James başarılı bir şekilde geçitten geçti. Sofia da arkasından takip   ediyordu. Minimus geçitten geçerken bir hayli zorlandı. Sırada çan   kulesi vardı. Kule çok yüksekti ve en tepesinden geçip çanın zilini   çalması gerekiyordu. James atı ile çan kulesinden de geçti. Sıra   Minimus’ta idi. Minimus o kadar zorlanarak çıkıyordu ki Sofia’ya bunu   başaramayacaklarını söylüyordu. Sofia James yapabiliyorsa biz de   yapabiliriz diyordu Minimus’a. Fakat Minimus kendisine güüvenmediği için   bundan o kadar da emin olma diyordu Sofia’ya…